Türkiye’de Her 5 Kişiden Biri Dijital Şiddet Kurbanı
Yaklaşık üç senedir devam eden pandemi ile birlikte internet hemen hemen herkesin bir parçası haline geldi. Küresel salgın nedeniyle evlere kapandığımız dönemde sanal mecraları kullanma oranı da arttı. Sanal dünyada geçirilen vakitle birlikte bu dünyanın tehlikelerine açık hale gelindi. Bu dünyanın tehlikelerinin başında dijital şiddet ve siber zorbalık geliyor. Toplumsal Bilgi ve İletişim Derneği’nin KONDA Araştırma Şirketi’yle birlikte ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Türkiye’nin finansal desteğiyle gerçekleştirdiği Türkiye’de Dijital Şiddet Araştırması’nın sonuçlarına göre Türkiye’de her 5 kişiden biri dijital şiddete maruz kalıyor.
MELTEM SUAT
Dijital şiddet bir kişiye ya da gruba psikolojik, cinsel veya ekonomik anlamda zarar verme amaçlı yapılan tehdit, ifşa, iftira, hakaret ve bunlarla sınırlı olmayan her türlü baskılamaya ve korkutmaya yönelik eylemler olarak tanımlanıyor. Siber zorbalık ise dijital teknolojiler kullanılarak gerçekleştirilen zorbalık. Dijital şiddetin farklı biçimleri ve tanımları var.

Dijital şiddet en sık karşılaşılan ancak göz ardı edilen şiddet türü olarak ön plana çıkıyor. Toplumsal Bilgi ve İletişim Derneği’nin KONDA Araştırma Şirketi’yle birlikte ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Türkiye’nin finansal desteğiyle gerçekleştirdiği Türkiye’de Dijital Şiddet Araştırması’nın sonuçlarına göre Türkiye’de her 5 kişiden biri dijital şiddete maruz kalıyor. Araştırma ekibinde yer alan akademisyen Gülüm Şener dijital şiddeti ve araştırma sonuçları hakkında şunları söyledi:
Soru: Dijital Şiddet nedir?
Yanıt: Dijital iletişim araçlarını (sosyal medya, cep telefonu, e-mail vb.) kullanarak bir kişiyi itibarsızlaştırmayı, küçük düşürmeyi, taciz etmeyi, aşağılamayı, korkutmayı, kontrol ve manipüle etmeyi vb. kısacası ona zarar vermeyi amaçlayan her tür davranışı dijital şiddet kategorisinde değerlendirmek mümkün. Dijital şiddetin siber taciz, ısrarlı takip, birinin sanal ortamda kişisel bilgilerine erişme ve yayınlama (doxxing), cinsiyetçi nefret söylemi, intikam pornosu, gizlilik ihlali, çevrimiçi tehditler, yapay zeka tarafından yaratılan sahte porno videoları (deepfake porn), etek altı görüntü çekme (upskirting) gibi çok farklı türleri var ve teknolojinin gelişmesiyle bu türler ve faillerin teknikleri çeşitlenmekte. Dijital şiddette failler tanıdık olabileceği gibi (eski eş, arkadaş, akraba, meslektaş vb.) anonim kimseler de (trol, bot, isimsiz profiller vb.) olabilir. Şiddet içeren eylemler, bir birey veya örgütlü bir grup tarafından gerçekleştirilebilir.
Soru: Dijital şiddet diğer şiddet türlerine göre göz ardı mı ediliyor? Bunun sebebi nedir?
Yanıt: Dijital şiddet, küresel bir sorun ve diğer şiddet türlerine göre göz ardı edildiğini düşünmüyorum. Ama belki adının konmasında insanlar zorlanabiliyorlar, dijital araçları kullanırken maruz kaldıkları davranışların şiddet olduğunu anlamayabiliyor veya tam olarak adlandıramayabiliyorlar.
Dijital şiddet eğitimlerinde bazı kadınlar, “Demek ki ben de aslında partnerimden şiddet görüyormuşum, ama bu davranışın şiddet olduğunu düşünmemiştim daha önce” diyor. İlişki durumu açısından bakarsak bir yandan flört veya partner şiddetinin dijital platformlara taşınması söz konusu olabilir. Bir ilişki içerisinde partnerin fiziksel, psikolojik, ekonomik şiddet uygulamasının yanı sıra kadını kontrol etme, denetleme ve üzerinde tahakküm kurma aracı olarak dijital medyayı kullanması söz konusu olabilir. “Kimi ekledin?”, “Şifrelerini benimle paylaşacaksın, yoksa ilişki biter”, “Bu fotoğrafı neden paylaştın?” gibi müdahaleler, kadının teknolojiye erişimini ve kullanımını sınırlandırma, ısrarlı takip, özel mesajlarla tehdit etme vs. ilişki içerisinde yaşanan dijital şiddete örnek gösterilebilir.
Ancak kadınlar yalnızca özel ilişkilerinde değil, dijital platformlarda tanımadıklarından da taciz, tehdit mesajları almakta, ısrarlı takibe uğramakta, ayrıca sistematik bir şekilde örgütlü trollerin de hedefi olabilmekteler. Dolayısıyla dijital ortamlarda kadına karşı şiddet çok boyutlu ve sürekli değişen bir kavram.
Buna ek olarak, teknolojinin ilerlemesiyle faillerin de yöntemleri çeşitlenmekte. Dijital medya, aslında kadına karşı şiddet olgusunda yeni sorunlara yol açmakta.
Yalnızca var olan şiddetin bu alanlara taşınması söz konusu değil, aynı zamanda yeni ve ancak teknolojiyle mümkün olabilecek şiddet biçimlerinin de ortaya çıktığını görüyoruz. “Deep fake porn” buna bir örnek. Kişinin rızası dışında sahte porno görüntülerinin üretilerek yayılması bir şiddet türü ve aynı zamanda suç.

Soru: Geçtiğimiz aylarda Konda’yla ortak hazırladığınız ”Türkiye’de Dijital Şiddet Araştırması raporunda katılımcıların çoğunluğu dijital şiddete maruz kalmadıklarını belirtmiş bunun bir sebebi var mı?
Yanıt: Aslında az olduğunu söyleyemeyiz. Yaptığımız araştırmaya göre Türkiye’de bireylerin %23’ü hayatlarında en az bir kez dijital şiddete maruz kaldığını belirtmiştir. Yani her 5 kişiden biri dijital şiddet yaşamıştır. Yaş gruplarına göre incelendiğinde 32 yaş altı her 3 kişiden birinin dijital şiddete maruz kaldığını görüyoruz. Yani Türkiye’de dijital şiddet oldukça yaygın. Araştırmada öne çıkan bir diğer önemli bulgu ise kadınlar cinsiyetlerinden ötürü daha fazla dijital şiddete maruz kalırken erkekler siyasi görüşlerinden ötürü şiddete uğramaktadır. Dijital şiddete uğradığını belirten kadınların %51’i dijital ortamlarda yazılı, sesli veya görüntülü̈ taciz mesajları alıyor, %46’sı ısrarlı takibe uğruyor.
Soru: Raporda az sayıda katılımcı hukuki yollara başvurduğunu söylüyor bunun sebebi güçlü bir yaptırım olmaması mı?
Yanıt: Bunun sebebini araştırmada sormadık, ancak güçlü bir yaptırım olmamasının yanı sıra hukuki yollara başvuran katılımcıların az olmasının nedeninin insanların hakları konusunda yeterince bilgi sahibi olmamalarından da kaynaklanabileceğini düşünüyorum. Dijital şiddet dünyada da göreceli olarak yeni yeni yasalara giriyor, alt türleri tanımlanıyor. İngiltere’de 2015 yılında intikam pornosu, yani bir kişinin cinsel içerikli görüntülerinin onun rızası olmadan internette dağıtılması, 2019’da da etek altı görüntü çekmek suç kapsamına alındı. Geçen yıl kabul edilen Ev İçi Şiddet Yasası’yla da bir kişinin özel görüntülerini yaymakla tehdit etmek de artık suç kapsamında. Türkiye’de ise dijital şiddet ve alt türlerine ilişkin özel kanunlar bulunmasa da Türk Ceza Kanunu’nun birçok maddesi kişilik haklarını korumaya dair maddeler içermekte. 2019 yılında TBİD ile birlikte hazırladığımız Cinsiyetçi Dijital Şiddetle Mücadele Rehberi’nde her bir dijital şiddet eylemine karşılık gelen maddeleri bulmak mümkün.
Soru: Neden dijital şiddette ifşa bir çözüm yolu olarak görülüyor?
Yanıt: İfşayı önemli bir mücadele yöntemi olarak görüyorum. Sosyal ağlar üzerinden erkek şiddetini ifşa etmek hem şiddetin gün yüzüne çıkmasını ve failin kamusallaşmasını sağlıyor, hem de benzer deneyimlerin paylaşılmasını sağlayarak ataerkil düzende sistemli erkek şiddetini ortaya koyuyor. Sosyal ağlarda ifşa, kadınların erkek şiddetine karşı bir araya gelmelerini, birbirlerine destek vermelerini ve güçlenmelerini sağlıyor.
Soru: Dijital şiddetten nasıl korunabiliriz maruz kaldığımızda neler yapmamız gerekiyor?
Yanıt: Dijital şiddet, toplumsal bir sorun ve dijital şiddetle mücadele toplumda çeşitli aktörlerin çabalarıyla mümkün. Devletler, sivil toplum kuruluşları, dijital platformlar ve yurttaşlar ortak hareket etmeli. Toplumda dijital okuryazarlık eğitimlerinin artırılması, dijital şiddet kavramının ve türlerinin küçük yaştan itibaren öğretilmesi, dijital şiddete maruz bırakılan bireylerin yasal haklarına dair bilinçlendirilmeleri, dijital şiddet mağdurlarının psikolojik destek alabilecekleri mekanizmaların sağlanması, dijital platformların dijital şiddeti engelleyici politikalar ve uygulamalar geliştirmeleri, hukuksal mevzuatın dijital şiddeti de kapsayacak şekilde güncellenmesi, dijital şiddetle mücadele konusunda projelerin desteklenmesi ve yaygınlaştırılması dijital şiddetle etkili şekilde mücadele edilmesini sağlayacaktır.
Bireysel düzeyde yapabileceklerimiz ise kullandığımız iletişim araçlarında ve sosyal medyada güvenlik ayarlarına hakim olmak, dijital şiddete maruz bırakıldığımızda hukuki ve psikolojik destek almak, güvendiğimiz kişilerle deneyimimizi paylaşmak, dijital haklarımızı öğrenmek olabilir.
Kaç tür dijital şiddet var?
Dijital şiddet türünün iyi anlaşılabilmesi için öncelikle tanımlarını da iyi bilmek gerekiyor. Bunların tanımları şöyle sıralanıyor:
Cinsel içerikli mesajlaşmanın ifşası (Sexting) Literatürde en çok tartışılan konulardan biri sexting diye anılan yani cinsel içerikli yazışmaların ve görüntülerin kişinin rızası dışında paylaşılması. Burada altının çizilmesi gereken konulardan birisi tarafların rızası dâhilinde paylaşılan cinsel içerikli mesajların dijital şiddet anlamına gelmemesi. Bununla birlikte cinsel içerikli mesajlar üzerinden kişiye şantaj yapılması da dijital şiddetin kapsamına girmekte.
Israrlı Takipçilik (Social Stalking) Kişinin tanıdığı ya da tanımadığı kişiler tarafından devamlı olarak kontrol edilmesini ve denetlenmesini ifade ediyor. Sosyal medya hesabınızdaki son görülme saatinizin partneriniz tarafından sürekli kontrol edilmesi, örneğin Swarm aracılığıyla konum attığınız zaman partnerinizin sizi takip etmesi veya sürekli arayarak nerede olduğunuzu denetlemesi dijital şiddet gördüğünüz anlamına gelmekte.
İntikam Pornografisi (Revenge Porn) Partnerler arasında yaşanan intikam pornografisi, kişinin kendi rızasıyla gönderdiği çıplak fotoğraflarının veya videolarının, rızası olmadan partneri tarafından pornografik sitelerde paylaşılması, başka insanlara gönderilmesi ve benzeri davranışlarda bulunulması intikam pornografisi olarak kavramlaşan bir dijital şiddet biçimi.
Etek Altı Görüntü Kaydı (Upskirting) Telefon, fotoğraf makinesi veya kamera aracılığıyla, kadınların kıyafetlerinin altından, izinsiz fotoğraflarının ve videolarının çekilerek sosyal ortamlarda paylaşılması anlamına gelen bir dijital şiddet çeşidi.
Doxing (sanal ortamda kişisel bilgiye ulaşma-bilgi toplama), taciz ve başka amaçlarla bireyin izni/ rızası olmadan bir kişi hakkında şahsi olarak tanımlanabilen bilgileri araştırmak ve yayınlamak, bunu “gerçek” dünyadaki kadına şiddet ve taciz amaçlı kullanmak.
Taciz (buna çevrimdışı taciz eşlik edebilir) İstenmeyen mesajlar yoluyla “siber zorbalık” ve tekrarlanan taciz ile dikkat çekme. Cinsel ve fiziksel şiddet tehditleri de dahil olmak üzere doğrudan şiddet tehditleri (örneğin ‘sana tecavüz edeceğim’ gibi tehditler), küfürlü yorumlar.
Cinsel içerikli materyallerin istenmeyen şekilde gönderilmesi, alınması, fiziksel şiddete teşvik, Sosyal medya mesajları ve e-posta yolu ile cinsiyeti, cinsel kimliği hedef alan nefret içerikli konuşma. Kadınları cinsel nesneler olarak gösteren çevrimiçi içerik.