Yerel Yönetimde Kadına Bakış: Adana Örneği
“Söylemler Değişiyor: Belediyede Artık Bayan Yok Kadın Var”
Kadına Özgürlük ve Eşitlik Derneği (KÖVED) ile Adana Büyükşehir Belediyesi, yerel yönetimde kadın-erkek eşitliği için iş birliği yaptı. 12 ay sürecek “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Katılımcılık Odaklı Bir Çalışma; Adana Büyükşehir Belediyesi’nin İzlenmesi Projesi” hayata geçirildi ve proje kapsamında ilk 3 ay Adana Büyükşehir Belediyesi’nin 2015 sonrası plan, rapor ve mali tabloları gözden geçirilerek hizmet kurgusu incelendi, yönetici ve saha personeli ile online anketler yapıldı ve üst düzey yöneticiler ile görüşmeler gerçekleştirildi. Projenin ilk 3 ayına dair bulgular ortaya çıktı. Raporlarda kadına yönelik söylemler ve karar ifadelerinde ne gibi tespitler yapıldığına yönelik gelişme ve bulguları proje koordinatörü Çiğdem Güvercin Dağdelen ile konuştuk. Bu çıktılardan biri Belediyenin stratejik planlarında 2015-2019 arası Bayan ifadeleri yer alırken, 2019-23 stratejik planında Kadın olarak değişiklik yapılması oldu.
NAGİHAN ALAN YİĞİT
Toplumsal cinsiyet eşitliği temel bir insan hakkı ve bunun sağlanabilmesi için yerelden yani mikro düzeydeki değişimden yola çıkarak makronun gelişimine ve değişimine zemin hazırlamak gerekiyor. Yerel yöneticiler, yerel yönetimlerin toplumsal cinsiyet eşitliğine karşı bakış açısının, değişimin dinamiklerini temellendirdiğine dikkat çekiyor.
Bunun bir örneği Adana’da Kadına Özgürlük ve Eşitlik Derneği (KÖVED) ile Adana Büyükşehir Belediyesi’nin yerel yönetimde kadın-erkek eşitliği için yaptığı iş birliğinde gözlemleniyor.
12 ay sürecek olan “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Katılımcılık Odaklı Bir Çalışma; Adana Büyükşehir Belediyesi’nin İzlenmesi Projesi” hayata geçirildi ve proje kapsamında ilk 3 ay Adana Büyükşehir Belediyesi’nin 2015 sonrası plan, rapor ve mali tabloları gözden geçirilerek hizmet kurgusu incelendi, yönetici ve saha personeli ile çevrimiçi anketler yapıldı ve üst düzey yöneticiler ile görüşmeler gerçekleştirildi.

Projenin ilk 3 ayına dair bulguları, kadına yönelik söylemler ve karar ifadelerinde ne gibi tespitler yapıldığını Proje Koordinatörü Çiğdem Güvercin Dağdelen ile konuştuk.
Proje hakkında bilgiler veren ve projenin ilk 3 aylık çıktılarını paylaşan Dağdelen şunları söyledi:
“Projemizde hem Adana Büyükşehir Belediyesi (ABB) çalışma ortamında, hem de ürettiği hizmetlerindeki toplumsal cinsiyet ve katılımcılık yaklaşımlarını incelemeyi, sonuçlar üzerinden bir etkileşim modülü ile yöneticilere iyi örneklerden oluşan bir ufuk göstermeyi amaçladık.”
Bu kapsamda 2015-2021 arası politika belgelerini incelediklerini ifade ederek, yönetici ve personel anketleri ile yöneticilerle derinlemesine görüşme yöntemleriyle çalıştıklarını belirten Dağdelen, proje sonunda “2015-2021 Adana Büyükşehir belediyesi Toplumsal Cinsiyete Katılımcılık İzleme Raporu” ile “Adana Büyükşehir Belediyesi Örneğinden Hareketle Yerel Yönetimlerde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Katılımcılığın İyileştirilmesi Politika Önerileri” kitapçığı hazırlayacaklarını bildirdi.
“Toplumsal cinsiyet dediniz, aileler yıkıldı”
İlk bulgulara göre, cinsiyete dayalı veri toplama ihtiyacının genel olarak görmezden gelinen bir konu olduğunu ifade eden Dağdelen, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hangi hizmetten kim ne kadar yararlanmış bilmiyorsanız, kim neden yararlanamamış tespit etme, sonra bunu sebeplerini araştırma ve bulma şansınız da olmuyor. Burada önemli bir eksiklik var. Belediye hizmetlerinin üretilmesinde hem halka, hem de personele yönelik araştırmalar çok kısıtlı, ancak yine de bu araştırmaların giderek arttığını söyleyebiliriz. Katılımcılığa dair çalışmaların mekanizmaları da net formüle edilmemiş.”
Anketlerdeki “eklemek istedikleriniz” serbest cevap kısmında “toplumsal cinsiyet dediniz, kadınlara aşırı haklar verdiniz, aileler yıkıldı…”gibi nadir yaklaşımlara da rastladıklarını söyleyen Dağdelen, “Cinsiyetçiliğin belediye teşkilatındaki varlığına dair personel olumsuz düşünürken, yöneticiler açısından varlığının net oluşu bize cam tavan olgusu ile beklenti ve/veya konuya dair bilinç düzeyinin pozisyonla doğru orantılı olabileceğini düşündürdü” diye konuştu.
Dağdelen, öne çıkan bir değişim işareti olarak ise belediyenin stratejik planlarında 2015-2019 arası “bayan” ifadeleri yer alırken, bunların 2019-2023 stratejik planında “kadın” olarak değişiktirilmesini gösterdi.

“Yöneticilerin belirlenmesinde kadın-erkek eşitliği şart”
Konuyla ilgili görüşüne başvurduğumuz Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Selen Doğan ise şunları söylüyor:
“Ayrımcılık dilde başlar. Yerel yönetimlerin tüm plan, program ve uygulamalarında hak temelli bir dili benimsemesi, toplumsal cinsiyete duyarlı bir lügat edinmesi önemli fakat tek başına yeterli değil. Belediyelerde yöneticilerin belirlenmesinde kadın-erkek eşitliğinin sağlanması şart.”
Doğan, hizmet ve ürün geliştirirken ilgili hak gruplarına danışılmasının da şart olduğunu belirterek, “Örneğin kadınlar için bir merkez açılacaksa bu merkezin binasından personeline, kurallarından adresine kadar her aşamasında belediyelerin kadınların görüşünü alması gerekiyor. Örneğin çocuk parkı yapılacaksa hangi oyun ve oyuncakların orada olması gerektiğinin çocuklara sorulması gerekiyor. Bu dediğim, yaşlılar ve engelliler için de geçerli.”
Bütün bunlara sadece erkeklerin, varsayımlarla veya toplumsal cinsiyete dayalı ön kabullerle karar vermesinin kabul edilemez olduğunu belirten Doğan, bunun bilincinde olup fark yaratan belediyeler bulunduğunu ve onların yöntemini izlemenin toplumsal cinsiyet odaklı bir yerel yönetim anlayışını geliştireceğini kaydetti.