Doğu’nun çocuk çobanları
Şenol Balı
Van’da kırsal mahallelerde yaşayan okul çağındaki birçok çocuk, okuldan arta kalan zamanlarında çobanlık yapıyor. Ailelerin geçimlerine katkı sunmak için vakitlerinin büyük bir bölümünü okul veya merada geçiren bu çocuklar, ders çalışmayı da ihmal etmiyor.
Van, tarım ve hayvancılığın önemli bir geçim kaynağı olduğu kentlerden biri. Nüfusunun yarısından fazlasının uğraşısı olan bu alandan çocuklar da payını alıyor.
Kentin genelinde okul çağındaki yüzlerce çocuk hem okuyor hem de çobanlık yapıyor. Hayvancılıkla geçimlerini sağlayan ailelerine destek olmak için zamanlarının çoğunu mera ile okul arasında paylaştıran çocuklar bunu bir zorunluluk olarak görüyor. Hayallerine ulaşmak için ders kitaplarını yanlarından ayırmayan çocuklar, her ne kadar ders çalışmak için gayret etse de bu durum bölge çocuklarının eğitimdeki başarı ortalamasını olumsuz etkiliyor.
Son verilere göre Van; eğitim başarı sıralamasında Ağrı, Muş ve Hakkâri gibi komşu illere göre iyi seviyede olsa da Van’ın Türkiye genelindeki yeri için aynı tablo söz konusu değil. Yoksulluk ve işsizliğin giderek arttığı kentin kırsal kesimindeki eğitim başarı seviyesi ise kent merkezinin oldukça gerisinde.
Okuldan çıktıktan sonra meraya giden Recep doktor olmak istiyor
Recep, Van’da aynı anda hem okuyup nem çobanlık yapan çocuklardan biri.
Van’ın Edremit İlçesi’ne bağlı Çiçekli mahallesinde yaşayan 8. sınıf öğrencisi Recep, okulun yanı sıra ailesinin hayvanlarının bakımından sorumlu. Aynı zamanda LGS’ye (Liselere Giriş Sınavı) hazırlanan Recep, zorlandığını ancak başarmaya gayret gösterdiğini şu sözlerle anlatıyor:
“Altı kardeşiz, kardeşlerimin hepsi de okuyor. Babam hayvancılıkla geçimimizi sağlıyor. Ben de okuldan kalan zamanlarda hayvanları otlatarak ona yardım ediyorum.”
Hafta içi okula, hafta sonunda da LGS kursuna devam ettiğini söyleyen 12 yaşındaki Recep, okuldan çıkar çıkmaz meraya gittiğini belirtiyor.
‘’Sabah 08.00’da okula gidip 14.00’de çıkıyorum. Çıkar çıkmaz eve gidip üstümü değiştirip meraya gidiyorum. Giderken hem ders kitaplarımı hem de sınava yönelik çalışma notlarını kendimle götürüp hayvanları otlatırken ders çalışıyorum’’ sözleriyle günlük rutinini aktaran Recep, hedefinin iyi bir liseye yerleşip devamında doktor olmak olduğunu ifade ediyor.
12 Yaşındaki Recep, okuldan kalan zamanlarında köy merasında koyun otlatıyor
Evde kalıp ders çalışmak isteyen Rojhat’a göre aileye destek olmak bir zorunluluk
Rojhat da Recep’le hem akran hem komşu ve o da okuldan kalan zamanlarında çobanlık yapıyor.
Büyüyünce ne olacağına henüz karar verememiş olan Rojhat şöyle konuşuyor:
“Her gün okul çıkışında 4 km uzaklıkta olan meraya gidip hayvanlara bakıyorum. Evdeki tek çocuk benim, o yüzden babama yardım etmek zorunda kalıyorum. Ama benim için önemli olan okulum. Hayvanları otlatırken aklım hep derslerde, testler çözüyorum, tekrarlarımı yapıyorum.’’
Rojhat, tüm gün evde kalıp ders çalışmak veya oyun oynamak istiyor ama babasına destek olmayı da bir zorunluluk olarak kabul ediyor ve şöyle konuşuyor:
“Köyümüzdeki öğrencilerin çoğu aynı şartlarda okuyor. Köyümüzde hayvan çok. Tüm arkadaşlarımız da aynı bizim gibi. Meradaki arkadaşlarımızla zaman zaman futbol oynuyoruz veya birbirimize konu tekrarları yaptırıyoruz. Bu yüzden zor olsa da bazen keyifli olabiliyor. Sonuçta ailemize destek olmak zorundayız.’’
Rojhat büyüyünce hangi mesleği yapacağına henüz karar verememiş. İyi futbol oynadığını gülerek anlatan Rojhat, bazen futbolcu olmak istediğini bazen de bundan vazgeçip öğretmenlik için hayal kurduğunu dile getiriyor.
Baba Mehmet Salih, çocuklarının okumasını istiyor
Peki çocuklarının aynı anda hem okumaya çalışması hem de hayvanlara bakması hakkında ebeveynler ne düşünüyor ve hissediyor?
Recep’in babası Mehmet Salih, elinden geldiğince çocukların eğitimlerini aksatmamaya çalıştığını belirtirken, bununla birlikte bazen başka işlerle de ilgilenmek zorunda kaldığını belirterek, şunları söylüyor:
“47 yaşındayım, kendimi bildim bileli hayvancılık yapıyorum. Ancak hayvancılık artık geçim sağlamıyor. Bu yüzden başka işler yapmak zorunda kalıyorum. İş seçeneği de pek yok. Bu tarz durumlarda da oğlum hayvanlara göz kulak olarak bana yardımcı oluyor. Kışın gelmesiyle içerde tutmaya başlayacağız hayvanları. O zaman ben daha fazla ilgilenebilirim. Çocuklarımın okumasını çok istiyorum ama bazen desteklerine de ihtiyacım oluyor. Recep bunları bahane etmiyor, derslerini aksatmıyor. İnşallah başarılı olur ve hayal ettiği hayatı yaşar.’’