Türkiye’de Çocuk İşçi Sayısı 1 Milyona Dayandı

Son verilere göre Türkiye’de en az 720 bin çocuk işçi bulunurken son 8 yılda 520 çocuk iş kazalarında hayatını kaybetti. Koronavirüs salgınının da çocuk işçi sayısını artırdığı belirtiliyor.

Ali Demir

Türkiye’de çocuk işçi sayısının giderek arttığı tespiti yapılırken, Koronavirüs salgını nedeniyle aileleri işlerini kaybeden veya okulları uzaktan eğitime geçen çocukların çalışmaya yöneldiği belirtiliyor.

Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) geçtiğimiz Mart ayında yayımladığı çocuk işçiliği araştırmasına göre ülkede yüzde 70,6’sı erkek ve yüzde 29,4’ü kız çocuğu olmak üzere toplam 720 bin çocuk işçi bulunuyor. Özellikle Koronavirüs dönemiyle beraber çocuk işçiliğinin daha da arttığına değinilen araştırmada çalışan çocukların yüzde 79,7’sini 15-17 yaş grubu, yüzde 15,9’unu 12-14 yaş grubu, yüzde 4,4’ünü ise 5-11 yaş grubundaki çocukların oluşturduğu belirtiliyor.

Ücretli ve ücretsiz aile işçisi olarak çocuk işçiliğinin en yoğun olduğu sektörlerin başında tarım geliyor. Araştırmaya göre 5-14 yaş arasındaki çocukların yüzde 64’ü tarım işçisi olarak çalışıyor. Diğer taraftan mevsimlik tarım işçisi olarak çalışan ailelerin çocukları ise ekonomik ve sosyal nedenlerden ötürü, 4–7 ay süreyle seyahat eden ebeveynlerine katılıyor, ailelerinin geçimlerine katkıda bulunmak için yaşlarına uygun olmayan işlerde çalıştırılıyor.

Öte yandan uzmanlara göre resmi olmayan rakamlar 2 milyondan fazla çocuğun küçük yaşlardan itibaren çalışmak zorunda kalabildiğini söylüyor.

“Ülkemizin Potansiyel Geleceği Kayboluyor”

Çocuk Hakları Savunucusu ve Avukat Abdurrahman Karataş, çocuk hak ihlallerinin Türkiye’de gün geçtikçe artış gösterdiğini söyleyerek, özellikle yaz mevsimlerinde 2 milyonu aşkın çocuğun çalıştığını belirtiyor. Karataş, ülkede yaşanan ekonomik sorunlar nedeniyle bu sayının daha da artabileceğine dikkat çekiyor.

İş Kanunu’nun 71. ve 85. Maddelerine göre 15 yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılmasının yasak olduğunun hatırlatan Karataş, “Sermaye sahipleri ne yazık ki daha çok para kazanma uğruna anayasa ve kanunları ihlal ettikleri gibi ülkemizin mevcut potansiyel gelecek kuşaklarının kaybolmasına neden oluyor” diyor.

Karataş, 2018 yılında hükümet tarafından ‘Çocuk İşçiliği İle Mücadele Yılı’ ilan edilmesine rağmen bu sorunla mücadele için hala net bir adım atmadığını söyleyerek, çocuk işçiliği ile mücadelede başarılı olabilmek için ilk önce kanunların tam olarak uygulanması gerektiğinin altını çiziyor. Caydırıcı cezaların yanı sıra, eğitim alanında mevcut politikaların değiştirilmesiyle çocuk işçilerin sayılarının azalabileceğini belirten Karataş, “Ülkemizde çocuk işçiliği ile mücadelede kamu spotları haricinde farkındalık yaratacak herhangi bir girişim yok. Bu konuda farkındalığı arttırırsak çocuk işçiliği ile mücadelede önemli bir başarı elde edebiliriz” saptaması yapıyor.

“Çocuk İşçiliği İle Mücadelede Devletlerin Bir Politikası Yok”  

Uzman Psikolog Buse Yıldız da çocuk yaşta çalışmak mecburiyetinde bırakılan çocuklar için dünyada hiçbir ülkenin bir politikası olmadığını belirtiyor.

Bu sorunun temel çözümünün yoksulluğun önlenmesinde yattığını söyleyen Yıldız, şöyle konuşuyor:

“Evimizden dışarıya çıktığımızda boylarından ve kilolarından oldukça ağır arabalarla atık toplayan çocukları görmek mümkün. Ne yazık ki çocuklar günümüz yüzyılında her alanda acımasız bir şekilde çalıştırılıyorlar. Yeryüzünde modern bir dünya algısı oluşmuşken çocukların hala zorla çalıştırılması ya da çalıştırılmak mecburiyetinde bırakılması ortada çok büyük bir sınıfsal farklılığın olduğunu kabul etmemize neden oluyor.”

Yıldız, sorunla mücadele etmek için devletin çocuk hak ihlallerindeki cezasızlığının son bulması gerektiğinin hayati bir önem taşıdığını ifade ederek, “Çocuk işçiliği ile mücadelede başarılı olabilmek için bir kere devletin karar mekanizmalarının tam olarak yasalara uygun çalışması gerekiyor. Ardından sıkı ve etkin bir biçimde yapılan denetimlerle beraber bu sayıların düştüğüne hep beraber şahit oluruz. Artık bu işin bir caydırıcılığı olmalı” yorumunu yapıyor.