Kadın Gazeteciler: Medya Erkek Şiddetini Normalleştiriyor

Kadın cinayetleri haberlerinde medyanın tutumunu eleştiren gazetecilere göre: “Medya erkek şiddeti haberlerinde fail aklayıcı bir dil kullanıyor. Cinayet normalleştiriliyor. Haberlerde toplumsal cinsiyet eşitliğini benimsemeli.”

YADİGAR AYGÜN

Fotoğraf: Şehlem Kaçar / csgorselarsiv.org

Kadın cinayetleri ile ilgili haberlerde suça ve faillere odaklanılması gerektiğini belirten kadın gazeteciler, erkek şiddetinin önlenmesi için medyanın dilinin çok önemli olduğunu vurguluyor.

Kadın cinayetlerinin haberlerde nasıl ele alındığını gazeteciler Pınar Gayıp ve Pelin Özkaptan ile ele aldık. Her iki gazeteci de, kadına yönelik cinayet haberlerinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin benimsenmesi, hak temelli ve kadın odaklı habercilik yapılmasının önemine dikkat çekti.  

Pelin Özkaptan

Faili aklayıcı bir dil kullanıyor

Gazeteci Pelin Özkaptan, yandaş ve ana akım medyanın kadına yönelik cinayet haberlerinde hak ihlalleri yaptığını söyleyerek, yapılan yanlışları şöyle anlatıyor:

“Yandaş ve ana akım medya erkek şiddeti haberlerinde fail aklayıcı bir dil kullanıyor. Örneğin öldürülen kadının ismi ve fotoğrafı açık bir şekilde verilirken genellikle failinki kapalı oluyor. Cinayet gerekçelendirilmeye çalışılıyor. ‘Kıskançlık’ gibi erkeğin suçunu küçültmeye yönelik ifadeler kullanılıyor. Kadının hangi saatte, nerede olduğu, toplumun ‘ahlak normlarına uygun olmadığı’, sanki bunlar cinayeti normalleştirir gibi servis ediliyor. Özetle ‘erkek öldürdü ama bakın neden öldürdü’ gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor.”

Özkaptan, cinayet şekli açık ve yöntem öğretici bir şekilde verilmesini de eleştirerek, tüm bunların şiddet olaylarını arttırdığını belirtiyor. Özkaptan, şöyle konuşuyor:

“Faillerin, cinayetten önce veya sonra ‘iki sene yatıp çıkarım’ dediği vakalarla sıklıkla karşılaşıyoruz. Çünkü yasa failleri koruyor ve medya bunu normalleştiren bir rol oynuyor. Yine cinayetlerin ‘cinnet anı’ olarak sunulması tabir-i caizse bir anlık bir hata olarak anlatılması erkeklerin kendilerine bir şey olmayacağını düşünmesine yol açıyor. Yani medya, bir anlamda yargının toplum nezdindeki avukatı oluyor.”

Pınar Gayıp

Kadınlar hedef gösteriliyor

Gazeteci Pınar Gayıp da medyanın kadın cinayetleri haberleri yazarken hak ihlalleri yaptığını ve bu hak ihlallerin erkek şiddetini arttığını belirtiyor. Gayıp şunları belirtiyor:

“Yandaş ve ana akım medya olayı bir tür pornografik hale getirerek, karikatürize ediyor. Şöyle ki; ‘aşkına karşılık bulamadı’, ‘kıskanç aşık’, ‘teklifi reddedildi’, ‘umudu kırıldı’, ‘aldatılan erkek’ gibi başlıklarla haberleri servis ediyorlar. Bu tip başlıklar daha dikkat çekiyor evet lakin katledilen ve şiddet gören kadını suçluyor. Öte yandan olaya ne kadar ayrıntı verilirse ana temadan uzaklaşıp kurguya gidiyor.”

Gayıp, bu haberleri okurken “Yahu kadın böyle aşık adamı nerede bulacaksın, sen de hak etmişsin ama” dedirtecek kurgular gözlemlenebildiğini söyleyerek, “Diğer yandan şiddet haberlerinde özellikle kadının ismi açık verilirken failin kısaltılıyor bunu da ‘masumiyet karinesi’ adı altında yapıyorlar.  Kadının bilgileri haberlerde kapı numarasına kadar yazılıyor. İsmi açık veriliyor. Hedef gösteriliyor.  Şiddetin tüm ayrıntılı anlatılıyor. Bu şiddete eğilimli olan kişilerde teşvik ve haz yaratır. Bununda önüne geçmek gerekiyor” diyor.

Toplumsal cinsiyet eşitliğini benimsemelidir

Özkaptan, gazetecilerin tecavüz, taciz cinsel şiddet ile ilgili haberleri yaparken nelere dikkat etmesi gerektiğini şu sözlerle açıklıyor:

“Bu haberlerde öncelikle dikkat etmemiz gereken nokta, şiddetten hayatta kalan kişinin kimlik bilgilerini, adresini gizli tutmak olmalı. Amacımız faili teşhir etmek, kadının yaşadıklarını yeniden hatırlatıp travmasını tetiklemek değil. Yine cinsel saldırı ayrıntılı bir şekilde anlatılmamalıdır. Bu bir noktadan sonra fail adayları için pornografik bir anlam ifade ediyor. Görseller de yine haberin dili gibi faili ve eğer varsa onları aklayanları yansıtmalı. Ulaşılabiliyorsa failin fotoğrafı, bu imkan yoksa ‘erkek şiddetine karşı mücadeleyi’ anlatan yazılar, dövizler vs. kullanmalıdır.” 

Cinsel şiddeti çağrıştıran, kadını-çocuğu çaresizce ve üzgün bir şekilde gösteren görsellere asla yer verilmemesi gerektiğini de ifade eden Özkaptan, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Haberi hazırlarken toplumsal cinsiyet eşitliğini benimsemeli. Çünkü aksi halde yukarıdaki yanlışların olması kaçınılmaz oluyor. Gazeteciler, öldürülen veya şiddete maruz bırakılan kadının sesi olmalı, fail veya yakınlarının değil. Haberin toplumda yaratacağı etkiyi göz etmeli. Örneğin; ‘Gece 1’de sokakta mini etekle yürüyen bir kadın tecavüze maruz kaldı’ ifadesini kullanan bir gazetecinin fail ve anlayışına hizmet ettiği su götürmez bir gerçektir. Gazetecilerin görevi ahlak bekçiliği yapmak değildir. Haberler yazılırken kadın odaklı habercilik ilkelerine göre yazılmalıdır.”

‘Haber görsellerine dikkat edilmelidir’

Erkek şiddetinin her geçen gün arttığına dikkat çeken Gazeteci Gayıp da haberlerde kadını ve çocuğu güçsüz gösterecek fotoğrafların asla kullanılmaması gerektiğinin altını çizerek, şöyle konuşuyor:

“Bunlar toplumun kanayan yarası ve son derece hassas konular. Suça maruz bırakılan kişiyi düşünerek haber yapmak gerekiyor. Fotoğraf haberciliği diye bir şey var, bir sayfa ile anlayacağınız şeyi bir görsel ve bir satırla tamamlarsınız. Şiddete tecavüze, cinsel istismara maruz kalan kadınların ve çocukların fotoğraflarının yayınlanması kişiyi mağdur ve güçsüz, çaresiz gösterir. Şiddet uygulayan kişiyle eskiden çekilen ‘mutlu’ fotoğraflar haberde kullanılmamalıdır. Cinsel istismara maruz kalan çocuk haberlerinde de kesinlikle çocukların fotoğrafı kullanılmamalı. Çocuk ağzı kapalı şekilde ağlarken, bir köşeye sinmiş eliyle dur işareti yaparken, elinde oyuncaklarla kesinlikle paylaşılmamalı.”